16 Mart 2009

Hadi hep beraber şükredelim.


Bu haftasonunun sonunda hayatım için ne kadar çok şükretsem az diye düşündüm.

Dün kocası kanser olan bir arkadaşıma gittim. İyiki gittik gerçekten çünki gördümki yanlarında kızın ailesinden başka kimseleri yok.Oysa her ikiside gayet büyük ve zengin bir şirketin elemanları.

Bulgaristanda çalışıyorlardı ama hastalık çıkınca ve orda tedavisi olmayınca TR ye döndüler. Arkadaşıma çok komik bir fiyata haftada 3 gün iş vermişler, eşininde maaşını gönderceklermiş ama geleli bir ay olmasına rağmen henüz gelmemiş.

Bulgaristan'da evler eşyalı olduğu için beyaz eşya dışında hiçbirşey almamışlar.3 saat falan oturduk mutfakta, çünkü oturacak pek yer yok evde. Zaten odanın birinde kocası var, kanepenin biri ve tv nin oldugu oda. Hiç girmedik odaya. Diğer odada bir kanepe ve kızların birinin yatağı var, bir de kızların giysi dolabı. Yerlerde küçük küçük halılar 20 yıl öncesinden kalma. Salon bomboş. Yatak odasında da sadece yatak, gardolap falan yok. 2 valiz duruyor birinde kendi diğerinde eşinin kıyafetleri. Çay içtik mutfakta bardak yok annesinin verdiği fincanlar. zaten yataklar dışında herşeyi, kanepeleri halıları, mutfaktaki masayı annesi vermiş. Tüller falan da öyle uyduruktan. Çayın yanına bişeyler verdiler ama aynı cinsten 4 tabak yoktu.

Tüm bunlar fiziksel şeyler zamanla alınır olur inşallah da en önemlisi sağlık. Kolunda etin kemiğe kadarki kısmını almışlar çok şükür ki kemiğe sıçramamış yoksa kesmek zorunda kalırlarmış.
Şimdi kemoterapi ve radyoterapi tedavisi görüyomuş eşi, yayılmasın diye.

İnşallah iyileşir hem o hem de tüm hastalar. O kadar da tatlı iki kızları varki Allah onlara merhamet etsin .


Cumarteside Efeyle bir akrabamıza gittik, onunda Efeden 3 ay küçük bir oğlu var. Çok ısrar etti illa gelin çocuklar oynasın diye bende Efe mutlu olur belki diye gittim ama nerdee. Çocuk acayip bişey, sürekli koşuyor, herşeyi yerlere atıyor, bağıra bağıra konuşuyor ....Efe başladı ağlamaya, kucağımdan inmedi. Çok üzüldüm bende bu kadar hassas olmasına. Yüksek sese hiç alışık değil. Kreşe nasıl alışır bilemiyorum ama o kadar içli içli ve uzun ağladı ki gittiğime pişman oldum.

Artık daha fazla çocuklu ortamlara katılsam, çocuğum kendinden farkli tipler görse iyi olacak kesinlikle. Çok sakin ve sessiz bir ortamda büyüdü Efe. Bizler anne baba olarak gayet sakiniz, evde pek yüksek sesle konuşulmaz, babane anane ise ne istese emir deyip yapıyorlar.

Bu yüzden mi Efe sakin bir çocuk yoksa Efe sakin bir çocuk olduğu için mi biz sakiniz bilmiyorum ama diğer çocuklar yanında oğlum ezilcek diye çok korkuyorum. Ona kavga etmeyi öğretmek, sana vurana sende vur demek istemiyorum ama nasıl daha güçlü olacak onu da bilmiyorum. Diğer anneler bu konuda ne yapıyor merak ediyorum.

13 Mart 2009

tuvalet alışkanlığı




Efenin 3 yaşına hemen hemen 3,5 ay var ve henüz tuvalet alışkanlığımız yok. Pratik annemin Kıpırcanının 4 yaşına az kalana kadar beze yapması beni de korkutuyor. Yaşları büyüyüp dilleri uzayıp inatları artınca bu veletleri istemedikleri birşey konusunda ikna etmek çok zor. Oysa Efenin tuvaletini yapdığını anlamak çok kolaydır(örnek:yukarıdaki resim:)

Suç kesinlikle Efenin değil tabii. Annelerimiz gibi 1 yaşını geçince bezi atıp alıştırmak lazımdı ama bu hazır bezler insanı rahata çok kötü alıştırıyor. Erkek çocuk biraz daha geç öğrenir diye 2 yaşına kadar bekledik. Sonrasında eve bilimum malzemeler alındı: alıştırma kilotu, lazımlık, wc adaptörü vs.. Ben evde pek bulunamadığım için babanesi alıştırma kilotunu giydirip 2 gün denemiş ve pes etmiş çünkü bizim adı üstünde Efe beyi ikna etmek zor.



Lazımlığı aldığım gün üstüne oturup hem küçük hem büyük yapmıştı ama ben izin alıp birkaç gün üstüne düşemediğim için beze devam etti. Bu alışkanlık için bebekler genelde anneyi tercih ediyorlarmış. Bende baktım olmuyo heralde konuşmaya başlayınca söyler, hem bizden de wc ye yapıldığını görüyor nasıl olsa birgün bırakır diye düşünüyordum ta ki kıpırcanı duyuncaya kadar.

Efe hergeçen gün daha güzel konuşuyor ama hadi tuvalete gidelim dediğimizde hala ııh burda diyor. Ona bu bezi taşımadığı zaman çok rahat edeceğini çok hafifleyeceğini anlatıyorum ama o ısrarla ııh diyor.

Bende bu yazı yani 3 yaşını hedefliyorum.Bezi çıkarıp yıllık iznimde(inşallah 2 hafta olur geçen yıl 1 haftaydı) salıvercem Efeyi ıslanınca rahatsız olur WC ye gider diye umuyorum. Eğer gene olmazsayı hiç düşünemiyorum.

9 Mart 2009

Sonunda seyrettim:)


Haftasonu annemler bizdeydi.Ev kalabalık olunca Efe çok mutlu oluyo bi dedesine koşuyor hadi anan (araba) diye bir ananesine koşuyor. Bizde dinleniyoruz:)

Merakla beklediğim Slumdog Milyoneri izledim. Oscarı hakettiğini düşünüyorum. Çocuk yıldızlar hakikaten muhteşem. Olay çok gerçekçi. Sonuna kadar merakla izledim.Bence benjamin Butondan çok daha güzeldi.

Pazar günü klasik alışveriş , çamaşır ve ütüyle geçti. Efe anne ben büyüdüm dedi bana yardımcı olmak istedi kuzum ama ben o günlerde gelecek oğlum şimdi hayatının tadını çıkar dedim:) Hakikaten ben Efenin her işi yapmayı bilmesini isterim. İhtiyacı olduğunda yemek de yapmalı, temizlik ve ütü de. Herzaman her istediğinde yanında bir kadın olmayabilir. Şimdiden sofra hazırlamamda yada toplamamda getir götürlerde yardımcı oluyor. Küçükken meraklı olduklarında yaptıralım ki uzak kalmasınlar. Aman boşver yazık diye düşünmemek lazım. Bu yazıklar hiç bitmez. Bu konuda ben kız olmama rağmen çok güzel bir örneğim. Annem bana hiç iş yaptırmadı. Bunun ne yazıkki gururla söylenecek birşey olmadığını evlenince anladım. Yemek yapmaya baya zor alıştım. Şimdi hala öyle:( Bende çok meraksızmışım demekki. Abim bile sevdiği yemekleri yapardı annemden tarifler alırdı ki hakikaten annem çok beceriklidir.

Ben hazır yemeği hep sevdim:)

Eşim bu durumdan şikayetçi değilmi diye sorarsanız başlarda evet öyleydi ama sonra Efe olunca hem iş hem Efe hem evde diğer işler, O da beklentilerini düşürmek zorunda kaldı:)

Eşimin annesinin iyi bir ahçı olduğunu söylersem sanırım eşim için üzüleceksiniz ama napayım kaderi buymuş:) Arada bir bize değişik yemekler yapıp çağırıyor neyseki kayınvalidemde biz de değişik bişeyler yiyoruz.

4 Mart 2009

Ben seni yeriiiiim:)



Bugün doğum izni biten bir arkadaşım işe başladı. İlk başlarda çocuk yapmak konusunda pek de istekli değildi ama, kocasının dilinden usanmış olsa gerek ki bir bebeği oldu. Bugün ilk günü olduğu için tabi evde bıraktığı bebeğini çok özlüyor ve insanın bir çocuğunun olmasının güzelliklerinden bahsediyor herkese. Gençlerin ve yeni evlilerin çoğunlukta olduğu bir ortamımız olduğu için de herkes dikkatle dinliyor ve soruyor nasıl zor mu anne olmak? Zor değil diyomiyor tabiki ama ekliyor harika bir duygu. 2 yildir evli bir arkadaş daha erken diyor benim için. Hem ben rahatıma düşkünüm;tv izliyorum geziyorum üstelik uykuyu çok severim yok yok henüz hazır değilim:)Kaç yaşındasın diye soruyorum 29 diyor. Benim Efeyi doğurduğum yaş. 30 olmamak için acele etmiştim. 30 yaş bana çok büyük geliyordu:) Ama artık insanlar anne olmak için 30 u bekliyor, daha yaşayacak çok şeyim var diyorlar. Herkesin kendi hayatı tabi ama ben üniversitedeyken bir arkadaşımın laf arasında Işıl biliyomusun en verimli çağlarımız buralarda geçiyor, bir kadının doğum için en verimli çağı 20-25 yaş arasıymış dediğini hiç unutmuyorum.


Şöyle yada böyle anne olmak güzel. O küçücük güzel yaratıkları kollarında sarmak onlarında sana sarılması paha biçilemez bir duygu. Efe seni çok seviyorum diyorum, Bende diyor sessiz sessiz utanarak. Ben ona şirin bişey yaptığında "ben seni yerim" derim. Bana geçen gün mutfakta ben seni yeriiim dedi. Şimdi nasıl yemezsin onu kıtır kıtır.



Bu arada Benim Hayatım Teyze olmanın güzelliklerinden bahsetmiş annelik daha güzel diyorlar nasıl olacaksa demiş. Ben teyze olamıyacağım malesef ama anneliğin ötesinde bir duygunun olacağını düşünmüyorum. Efenin her türlü sevimliliğini anlatmaya doyamıyorum. İyiki bir çocuğu var demeyin lütfen olanlarınız biliyodur, anlatması da enaz yaşaması kadar zevk veriyor:)

İsteyen herkesin bu güzel duyguyu yaşamalarını diliyorum. Hoşçakalın...