6 Mayıs 2009

Efe'nin Doğum Hikayesi


Mesaideyim ve işim yok, çok garip ama gerçek bu, müdürümüz herkesin gönlüne göre değilde zorunlu bir şekilde kalıp çalışmasını istiyor. Biz de işimiz olmasa da oflaya puflaya ayak uyduruyoruz ona.

Bende durumdan istifade doğum hikayemi yazayım dedim.

Doğumuma 3 hafta kalana kadar çalışayımda bebeğimle daha çok ilgileneyim dediştim. Kendime büyük bir puzzle almış ve evde oyalanmaya başlamıştım. Fakat kocaman göbeğimden masanın üstüne eğilmekte zorlanıyor 5 dak. bakıp sonra dinleniyordum. Evde vakit geçirmeyi ve özellikle de yanlız kalmayı sevmediğimden benim için sıkıcı günlerdi. Annem evinde kalan yatalı misafirlerinden dolayı yanımda kalamamıştı.

Henüz 2 hafta geçmişti. 2006 Haziranın son Cuma gecesi saat 3 te eşim henüz yeni yatmıştı ki Efe bir tekme indirdi. Tekmenin şiddetinden uyandım ve Aman Allahım o neydi öyle diye düşünüyordum ki çişim gelmişte tutamıyormuşum hissiyle kallktım ve Sinanı kaldırdım. Bir de ne göreyim yatak göl içinde. Sinan panik ne yapacağını düşünüyor. O kadar doğum hikayesi okuyup suyu gelen birsürü kadın olduğunu görmeme rağmen kala kaldım. Eşimin annesini arayıp durumu anlattık. Sakin olmamızı doğumun başladığını hazırlanıp hastaneye gitmemizi onunda geleceğini söyledi. O zaman arabamız yoktu ama sinan bir sürü taksi numarası edinmişti. Sürekli bozuk musluk gibi aktığımdan kendime kocaman bir havlu bulup üstüne oturup hastaneye kadar gittim. Efe ters geldiği için doktorlar önceden beri mecburi sezeryan demişlerdi. Ama her ihtimale karşı tekrar bakıp acil sezeryana karar verdiler.

Sezeryan olacaktım ama doğum başladığından sancılarımda artıyordu. Sinanı kapıda bırakıp üst kata doğumhaneye çıktım. Üstüme son derece antipatik mavi bir önlük giydim ve beklemeye başladım. Bu arada normal doğumlarını bekleyen en az 10 kadın sancı içinde bekliyorlardı. Bir tanesi feci bağırıyordu, alın bunu ben ölüyorum falan. Ben tüm bunlara rağmen gayet sakindim. Ameliyatı yapacak doktor beni görünce sinirlendi. Bu kadar normal doğumun içinde gecenin bir vakti acil bir sezeryan onu hiç açmamıştı. Herkes buraya gelmek zorunda mı kardeşim bu ne ya falan gibi bir sürü saçmasapan sözle herkesin moralini bozdu. Beni Efeme kavuşturacak kişinin bunu memnuniyetsizlikle yapacak olması çok canımı sıktı ama başka çarem yoktu. Kaderime razı oldum ve yattım.En son alelade bir hastane odasının hazırlandığını ve hemşirenin iğne yaptığını hatırlıyorum.

Uyandığımda soğuktan titriyordum.Yanyana 3 bayan 3 ayrı sedyede yatıyorduk. İlk başta hiçbir acı hissetmedim sadece çok üşüyordum. Bebeğim doğdumu dedim güçlükle. Odada bir hastabakıcı vardı evet burda merak etme dedi bir göreyim dedim, yanıma getirdi. Çok sevimliydi benim kuzum, içim rahatladı bir ohh dedim ve bir battaniye istedim. Bizi odalarımıza götüreceklerini söylediler.bekliyorduk ama her saniye bir saat gibi geçiyordu acılarım artmaya başlamıştı. Sonunda sıra bana geldi, içinde annemin, kayınvalidemin, eşimin ve de bebeğimin bulunduğu oda bana çok güzel görünüyordu. üstüme kat kat yorganlar çekip uyumaya çalıştım.

Buraya kadar herşey eh idare eder ama bundan sonraki yaklaşık bir ayım hayatımın en kötü günlerini yaşadım. Bana bunları yaşatan ise işini memnuniyetsizlikle sevmeden yapan bir doktordu. Sezeryan sırasında rahmimde büyük bir apse oluşmuştu. Bir alet unutmuş bile olabilirdi. Ateşim hiç düşmüyordu süt verdiğim için paroldan başka bir ilaç da alamıyordum. Alyuvar sayım normalde olması gerekenden çok çok fazlaydı. Bu da vücutta tanınmayan bir şeyi gösteriyordu. Doğum yaptığım Zekai Tahir Hastanesinden nefret ettiğim için özel bir hastaneye yattım. Bir uzun hafta boyunca bebeğimden uzak kaldım. Günde bir defa yanıma geliyordu emişip koklaşıp ayrılıyorduk.Uzun kalmamalıydı çünki hastane ortamının ne kadar temiz olduğu malumdu. Ben ise hem lohusalığın verdiği duygusallık, hem o sıra ailemle olan bir tatsızlık, hem de ateşimin sürekli 39 40 civarında olmasından dolayı sürekli ağlama halindeydim. Bir daha düzelmiycem sürekli acı çekeceğim diye düşünüyordum. Doktorlar her gün başka bir ihtimalle geliyorlardı. Sinanın bir arkadaşı acil servis doktoruydu. Durumumu sürekli ona soruyorduk ama hiç iç açıcı konuşmuyordu. Bu kadar büyük bir apseyi kurutmak çok zor ki sen şimdi süt verdiğin için hassas bir durumdasın.

Bir hafta sonra bir mucize oldu ve yumruk kadar olan apsenin büyüklüğü 8 mm ye düştü. Koşa koşa Efeme kavuştum. Ama çok uzun süre doğum sonu depresyonu yaşadım. Ben hastanedeyken Efe biberona alışmıştı ve memeyi almak istemedi. Çok uğraşsamda olmadı. Her gece 2 saatte bir kalkıp ya süt sağıyor ya da mama hazırlıyordum. Uykusuzluğa, yalnızlığa ve çok tatlı ama sürekli ilgi bebeğe alışmam çok vakit aldı. 3,5 ay sonra anneme lütfen gel ben işe başlamak istiyorum dedim. Annem 8 ay kadar yanımızda kalıp benim o zor anlarımda hep yanımda olmuştur. Allah ondan razı olsun.

Bu yazıyı yazarken düşündüm, acaba yanlış bişeymi yazıyorum hepsi geçti gitti diye ama sonra karar verdim zor anlar da hayatın gerçekleri ve şimdiki halimize çok şükretmemiz gerektiğinin bir kanıtı. Hiç unutmamalıyım ben zor günler yaşadım ama hepsi geçti. Şimdi oğlumla ve eşimle beraber çok mutluyum. Allah tüm hastalara şifa versin.